saçımın ağına düşen beyazı
öldüren yakuzalara kızgınım
dilbaz kimsenin masada unuttuğu
kahkaha satıldı karaborsada
mintettarın kılıcı kesmiyor
şaşırmıyorum böyle şey çoktur komet.
kış kaldıracak kundaklama stiliyle ömrüm
sehli ve mümteni ediyorsunuz
o sizin güzelliğiniz
kişiler ve nesneler birbirine çarpa dura
olmadık şeytanlara passapalora
sen tortul bun uranyum
değişiyorum unutmam kümelerimi göz seyrim -1
örnek veriyorum kendimden aleni itiliyorum der
çukur birden tümsek,
titriyorum mükemmel
sen nasıl kavramlarsın belayı
burası pür oksitleme yaptı
ben burada rahatım halle ediyorum şeyleri
beklesene
sözlü soluksuz tekrar yok.
yakınalım acele istemiyorum sus
köpeği istiyorum.
o da beni sevi vik vik vikliyor
üç dört gün izledim nasılsın
bayıltıcı olan bu imgeyi yaratamamak
ziyaret çarptı bize
işte şimdi bizden kim gelir
öğreniyorum
kumlar doldu greyder reklamlarını sevmiyorum
yaslan
sana bir şey söylemem
gerekmese de söylemek
gözlerini kaçıranlarla yanyana
eski anılarını canlandırmamı
büyük ihtimallerinin küçük
insanlarıyla arıyorsun firar onlar
ben firgattayım seni aşamayan lügattayım
kabiliyetle riyâ akar yüzümüzden
bunu yapmasan
belirlemelerin ileri ya da geri gitmelerin
sen tek değilsen veya bağır:
“ben tekim”
cesaret pavase.
riyâ içirmek büyülü günde
ah çeker ite teker yürümüş
niye canımın kırkınması niye
karanın dört tafrası dağıldı.
hızlıca geçtim kendimden taşa ruh düşürdüm
kaza. yolunmuş mudur beni tartan kaza
terazisini satmasın
yürürüm boynuna bühtan katarakt
garip iper koynumda kolye misin hiper
yaz mevsiminde yorgana girdin
seni seviyorum
yardım edilemez.
– BETÜL AYDIN