Œlatníaïž, Tevfik Kanoğlu, Ocak 2022, Gece Yarısından Biraz Sonra.




Rothko rengi turuncu
Kilden falluslarıyla duvarlarda sefih bir babil bahçesi
İletişimin uyku fazını andırdığı, 
Epoksiden masalarla çevrilmiş
Solunum depresyonu doğuran kül bir bar

Kara para endüstrisinin çengeline asılı uçsuz bucaksız nft sergileri
Günlerin getirdiklerinden devşirilmiş emtialarıyla soğuk müzeler
Oculusvari gözlüklerin incecik, zarif son segmentleri,
Minik bir tetikle ateşlenen çağdaş sanat dergileri,
Tuzlu duvar kağıtlarına ucu bulaşmış, benzi atık hediye kartları
Sıcacık bir harca karılmış içlerinde bir tanesi
Enigmatik harfler harap olmuş bir freske grafik tohumlarla ekilmiş,
Baş döndürüyor, 
Bu vahim sanat tutkusu, kan şekerine hiç iyi gelmiyor

Şimdilerde bir trende dönüştü:
İkibinlerin moda varyantlarıyla yakın tarih yeniden şekillendi
Dirseklerine sfenksler örülü,
1700’lük möblelerin kolçakları sohbet arasında
Cayır cayır, ejderha kanıyla ısınıyor

Aktivizm. Biri bittikçe diğeri başlayan
Galaksinin badem şekerlerinde gözyaşları opal bir kana durmuş, 
Atma platosu, 
Cayır cayır yanan çöllerin sivri omuru,
Bir kilim serinliğiyle zemine yayılmış cüce bir butik
Sans serif harflerin lahana karası tonozlara oyulduğu
Bir motto, başı dik gezen her yurttaşın hecelediği
Tüm aktivistlerin burnu yukarlarda:
Vahşete hayır, yeşil ekonomiye evet!

Antidragonistlerin en neşeli günü
Çin tipi bardaklarda ılınan likit olanzapin
Keyifli içecekleri eşliğinde,
Eylemciler plan hazırlığındalar çünkü

Olağan suskunluğuyla sıkılgan bir katil
Yakınlarda, bir çürüme ağırlığıyla zaman kocarken
Haddini aşan lümpen bir inat:
Çağdaş sanatta trajedi duygusu yok, neden?
Aslan bacaklı taburesinden kovuldu Karakuyu,
Sırf bu lafı ettiğinden.

Atma’da Yunanlı bir trajedi yazarının yorgunluğu
Devir garip, insanlar karanlık, yas, hüzün istemiyor
DSM-MXIII-xiii melankoliyi en tehlikeli bozukluklar listesine almış
Öyle ki, optiğin yeni nesil marifetleri
Cisimsiz bir cesetmiş gibi, gölgeyi eşyadan ayırmış

Atma’da rüzgar vanilya kadar temiz, tatlı
Fakat harf gezginlerinin sayrısına etki etmez hiçbirşey
Dünya ve burası, 
Yeşilin letafetinden koyuluğun inkârına kadar uzanan panorama
Kaç kuşaktır her türden hastalıktan kurtulmak isteyen Sapiens aklı
Kaç neslin ucunda yine günü bitiriyor:
Karakuyu, gece diye bir ışık ağılının altında uyusa da

Hayret. Çakmak çakmak şarj panelleri şimdi gönderlerin yerine geçiyor
Kabil, Tanah, Mesih’in dönüşü derken
Gezegenden gezegene günü hafif bir endorfin salımıyla bitiren
-hep o aynı karanlık cebir, 
uğursuz derisini Rothko rengi turuncuya uydursa da

– TEVFİK KANOĞLU

Next

[şiir] death by the head crusher, pervin akgün

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum gönder