ismail demir

kırlara koşarak büyüttük ağrıları çocuklar teslim ettik eksik babalarına
kar tutmuş nehirleri paçavralara giydirip küskülere bulayıp ateşe döktük
gülle yaşamak dinginliği seçilmez kiraz bahçeleriyle
küpeye kulak sözlere alışmaktı başaramadım
bacaklarıma dökülüp yaşamı eridi saçlarım
nazikçe patlatılmış sicimsi ipleri bağırtarak diktim ayağa
çok büyüttü kendini taslar çorba dökerken kaşıklardan oldum
ufkuyla boğuldu kibir çoktun artık savdığın elleri yonttum

zamanı gölgesine tanıyan bir duvarı yıkıyorsunuz aklına estikçe saçları kuruyor
yere göğe her yöne el sallayan bu adam sadece duruyor
rayların ötesi varken trenleri çoğalttık gözümüze büyüttük sayarak
olmadık organlarına sokulduk yaşamın
sabahleyin kalın bir iniltiyle sesime karışan ağlama seslerini
kanadıyla ovdu kulaklarım düşürdü serçeyi ağlarıma
suçum var ortağım diyorum yok sen yakamazsın boyun yetmez bu oyuna diyorlar
inledim ama bükmedim çarşafları diyemem
dolanmadım perdelere açar bakarım demekten  
sandıkları sapından gözlerimi satından ayırdım sütunları kalabalık yüzlerle dallarım inandım bulurum en korkak yılanı gömerim zihnimin kumlarına yaşatırım sürüyerek ihtiyarlığıma benden nasırsa şekiller yerli yersiz onlara dolarım
beni aynalarda ciddiye ve çizgiye almayınız gün gelir bu kalbi yutar silgilere katarım
ıslak odundan fayda gelmez demeyin suyum sökülür ellerimi yıkarım

sen gel beni senin sen olmadığın uzaklarda gör
kayırma beni onlardan
gel ben seni kendin olduğun anlarda hatırlatayım sana
saçlarını tartmadığın mevsimlerle ör
evvela memnunum kirinden pasından başka
yok halının altına süpüreceğin aşklar

bilekleri her zamanki gurbetle kalın sözlerini en kör keserini biler gibi tutarak ağzında
kestirip atıyorsun zırhlarını balkonlara oradan dünyaya yetmiş iki kat daha  
evreni bulandırıyor bu tutum miden öncelerden rahat bir gevşeyiş duymakla genişliyor kabuğunda kapandıkça acıtan yaraların arka bahçesi
sana toprak yedirmeye ant içmiş birinden alıyorsun haberi
tok karnı kabrine sok saçın çok olanlarla ilgili not

“eve dönmeyi denersen göze gelecek gözü____________yol”

Next

sen öğren diye eli açık oynayan bir grup insan | selim murtazaoğlu