berbat ettik

suyun ve ekmeğin azizliğine inanmıyor musun?
kuşların neden düştüğü araştırılsın
ben öğleden sonra okula gitmem
beklerim
annemi cenaze evine bırakırım
cenazenin cenazede ne işi var
tırnaklarımı yuvarlak keser sesine iliştiririm
gece dörtte beynimdeki matkabı çalıştırırım
gözlerine bakar rahatsızlık veririm görene
ben tekken kediler alışamaz bana

ses tellerimde beyaz buldum bu sabah
sen benim boynumda baktıkça solan
taktıkça kararan bi gençlik kolyesi diye durursun
bin yıl daha benlerini sayarım
mektuplaşırız gizliden gizliye
bi ev kurarız rengi benim baktığımdır
kararsızım âşığım yalnızım korkağım
şehre üstten bakarım
i wanna be yours açarım ev çok sessiz
televizyon açarım asla izlemem yüz olsun tanıdık
işin yoksa buna bi son yaz

cenazenin cenazede ne işi var?
Cêzanne’ın cenazede
Cêzanne!ın eczanede
bu üçünü hep karıştırırım
yirmiyi doldurduğumdan beri
mor çiçekli ağaçlarda iki eli bağlı dururum
bakışları sallanır
yüzüm baş aşağı ayaklarından asılır ev önlerine
gece
kasıklarına gerilen karnına baktıkça delirir insan
bu şiirleşemez
bi anda çocukluğumu karşımda görünce şaşırıdım
çünkü
ben bazen anneme daha çok benzerim
herkesin anne babası çok rahatsızdır bundan
bi ilmek daha at düşünmeden sallanalım baş aşağı
böyle güzel
çiçekleri saksılarında çoğalt cenazeyi kaldır
için yoksa bana bi son yaz

– Şura Aykan

Next

[şiir] yaklaş ağzıma gaddar i need no merhamet | okan yılmaz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum gönder